İngiltere

Üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak anılan İngiltere, Birleşik Krallığı oluşturan dört ülkeden en büyüğüdür. Avrupa’nın batısında Britanya adasında bulunmaktadır. Kuzeyde İskoçya, Batıda Galler ile komşudur. Krallığın nüfusu, 64.973.728’dir.[1] Resmi dili İngilizce, ülkenin başkenti Londra’dır.  Birleşik Krallık Euro alanı dışında kalmakla birlikte Avrupa Birliği’nin en önemli ülkeleri arasındadır.

Tarihsel Arka Plan

İngiltere’nin bilinen ilk yerli halkı, anavatanları olan Orta Avrupa’dan Britanya adalarına, İspanya’ya ve Galler’e göç eden Keltler’dir. Dört yüzyıl devam eden Roma egemenliğinden sonra beşinci yüzyılla birlikte Anglus ve Sakson halklarının birleşiminden oluşan Anglosaksonlar tarafından devam eden akınlarla Keltler göç etmek zorunda kalmış ve Anglosakson kültürü baskın hale gelmiştir.

İngiltere, bir süre Danimarkalıların egemenliği altında yaşadıktan sonra bağımsız olmuştur. Bağımsız olduktan sonra İrlanda’da ilk sömürgesini kuran İngiltere, Fransa ile yüzyıl savaşları denen uzun süreli savaşlarda mücadele etmiştir.

Etkisini İskoçya’ya kabul ettirmeye çalışan, Galler’i fetheden krallar sonrasında 1215’de dönemin İngiltere kralına karşı ayaklanan asiller, krala, yetkilerini kısıtlayan ve halka bazı hak ve özgürlükler tanıyan Magna Carta’yı imzalattılar. Dünya’daki insan haklarıyla ilgili ilk belge olduğu kabul edilen Magna Carta günümüz anayasal düzenleri için önemli bir yer teşkil etmektedir.

14. yüzyılın ilk yarısında başlayan büyük veba salgını İngiltere nüfusunun çoğunluğunun yok olmasına sebep olmuştur. Yine sonraki yüzyılda hanedanlar içerisinde gerçekleşen iç savaşlar da ülkeyi oldukça etkilemiştir. Bu karanlık dönem sonunda kilisede reformlar yapılmış ve güçlü donanmaya sahip İspanyol Armada’sı yenilgiye uğratılarak İrlanda ülke topraklarına dâhil edilmiş ve Büyük Britanya’nın temelleri atılmıştır.

17. yüzyıl, Cumhuriyetçiler ile Kraliyet taraftarları arasında yaşanmış çatışma ve pazarlık dönemidir. İngiliz iç savaşında parlamento güçlerinin galibiyet göstermesiyle önce parlamento idaresinde bir devlet kurulmuş olsa da iç karışıkların önlenmesi için sürgündeki kral yeniden göreve çağrılmış ve sonrasında yaşanan gelişmelerle kraliyet yeniden kurulmuştur. 1800 Birlik Kanunu ile Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı kurulmuştur.

20. yüzyılda çözülmeye başlayan imparatorluktan önce İrlanda ardından Hindistan ve Pakistan bağımsızlığını kazandı. 1931’de The Statute of Westminister adlı yasayla, İngiliz sömürgeleri resmen dağıldı ve yerine İngiliz Uluslar Topluluğu kuruldu. Bu, Tac’a ortak bir bağlılığın ifadesi olarak kabul edilmektedir.[2]

Siyasi Yapısı

Birleşik Krallık’ın yönetim sistemi anayasal monarşidir. İngiltere’de yasama gücü parlamentoya aittir. Parlamento, Taç, Lordlar Kamarası ve Avam Kamarası olmak üzere üç öğeye sahiptir.

Bunlardan Avam Kamarası, seçimle iş başına gelen milletvekillerinden oluşmaktadır. 650 milletvekiline sahip olan bu kamara, kurumlar içinde en güçlü olanıdır.  Seçim sistemine göre 18 yaş üzeri ve Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda vatandaşlarıyla İngiltere’de ikamet eden İngiliz Uluslar Topluluğu vatandaşları oy kullanabilir.

1832’ye kadar Avam Kamarası’nın temsil niteliği son derece sınırlıydı. Normal şartlarda kamara ortalama 160 oturum yapmaktadır. Milletvekilleri 1911’den beri maaş almakta ve 1965’ten beri emeklilik hakkına sahiptir. Ayrıca tüm tartışmalara rağmen milletvekilleri,  danışma bürosu, yönetim kurulu üyeliği gibi ikinci bir işte, çalışabilmektedir. Milletvekillerinin dokunulmazlıkları ve istifa etme yetkileri yoktur.

Lordlar Kamarası, eskiden parlamentonun en güçlü kanadı olmasına rağmen günümüzde etkisini yitirmiştir. Üyeliği babadan oğula geçen asillerden oluşan bu kamarada günümüzde üyelik çeşitli yollarla ve tarzlarla Kraliçe veya partiler tarafından atanma yoluyla gerçekleşmektedir.

 Bu kamara, Ruhani Lordlar ve Yerel Lordlar diye iki türden oluşmaktadır.  İç tüzüklerinin de olmamasıyla daha serbest bir sistemleri vardır. Yaklaşık 800 üyesi bulunmaktadır. Lordlar yılda yaklaşık 150 gün toplanmaktadır. Lordlar Kamarası’nın da Taç gibi sembolik bir vasfı olmasına rağmen varlığını korumaktadır.

Ülkenin yürütme organları ise, kraliçe, başbakan, kabine ve hükümetten oluşmaktadır.

Taç(Crown), İngiltere’deki devlet kurumlarının en önemlisidir. Gerçekte yetkisi kalmamış olmasına rağmen devletin başı durumundadır. Taç, yargının ve kilisenin başı, silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Yetkileri simgesel olmasına rağmen üç gerçek yetkisinden söz edilebilmektedir; haberdar edilme, yüreklendirme ve uyarma. Kraliçe sınırsız bir dokunulmazlığa ve sorumsuzluğa sahiptir. Ayrıca yasaları veto etme yetkisi olmasına rağmen yaklaşık 300 yıldır bunu hiç kullanmadığı gözlenmektedir. 1953’ten bu yana Birleşik Krallık’ın Tac’ı Kraliçe II. Elizabeth tarafından temsil edilmektedir.

Privy Council, kabineye kaynaklık eden en önemli kurumdur. 2012 tarihine göre yaklaşık 600 üyesi vardır. Eski- yeni tüm kabine üyeleri, iki başpiskopos, Speaker, en yüksek yargıçlar gibi önde gelen devlet görevlileri bu kurumun doğal üyesidir. Genellikle 4-5 kişi ile toplanmaktadır.

Kabine ve Hükümet, Privy Council’ın bir parçası olarak ortaya çıkan kabine, başbakan ve en önemli bakanlardan oluşmaktadır. İngiltere’ de hükümet kabineyi de içeren ve ondan daha kalabalık olan bir birimdir. Bu sebeple İngiltere’de kabine ve hükümet kavramları farklılık göstermektedir.[3]

Yönetim, memurlardan ve yürütmede büyük rol oynayan insanlardan oluşmaktadır. Memurların tarafsızlığına önem verilmekte ve sıkı bir denetim içinde tutulmaktadırlar.  Sorumluluğu yüksek olan memurlara siyaset noktasında kısıtlamalar olmakta iken sorumluluk düzeyi düştükçe esnekleşen kurallar, düşük düzeydeki memurlar için siyaseti serbest kılmıştır.

Siyasal Partiler

17. yüzyılda parlamentoda beliren kralı tutanlar (the court group/tory) ile krala karşı olanlar (the country group/whig) şeklindeki ayrım ve devamında gelişen olaylar, bugünkü siyasi partilere giden bir bölünmeye sebep olmuştur. İngiltere’nin en büyük iki partisi şöyledir:

1834’te ilk kez sunulan seçim bildirgesinde, tory siyasetinin kurumlarda iyi olan her şeyi korumak olduğunu söyleyerek Muhafazakar Parti’nin ortaya çıkışını sağlamışlardır. Fakat ilerleyen yıllarda Muhafazakarların ikiye bölünmesi, Liberal partiyi de ortaya çıkarmıştır. 1975’te Margaret Thatcher partinin başına gelmiş ve 1979’da seçim zaferiyle parti güçlenmiştir. Sonrasındaki süreç İşçi Partisi’yle karşılıklı kazanıp kaybedilerek devam etmiştir. 2010’daki seçimlerde David Cameron ile birinci parti olan Muhafazakar Parti, 2015 seçimlerinde de % 36.9 ile iktidardadır.

1900’de parlamentoda işçilerin temsilini sağlamak için sendikaların, çeşitli sosyalist derneklerin ve Sosyal Demokrat Federasyon’un birleşmesiyle İşçi Temsilcileri Komitesi kurulmuş, 1906’da İşçi Partisi adını almıştır.

1918 genel seçimleriyle muhalefet partisi olmuş, 1924’te Liberallerin desteğiyle iktidara gelmiş ve 1931 yılına kadar iktidarda kalmıştır. Sonrasında devam eden inişli çıkışlı süreç sonunda 1994’te Tony Blair ile yeniden iktidara ulaşmışlardır. Daha sonra önceki inişli çıkışlı evre devam etmiş ve 2015 seçimlerinde oy oranı % 30,4’e ulaşmıştır. Partinin son lideri Jeremy Corbyn’dir.

Türkiye İle İlişkiler

İki ülke arasındaki ilişkiler Osmanlı İmparatorluğu dönemine dayanmaktadır. O dönemlerde iki ülke arasında büyükelçiler atanmış, güçlü bir ilişki tahsis edilmiştir.

2007 yılında yürürlüğe giren Stratejik Ortaklık Belgesi ile ikili ilişkiler, Türkiye’nin AB’ye üyeliği, küresel güvenlik, yasadışı göçle mücadele, bölgesel istikrar ve barış gibi konularda ortaklık geliştirileceği belirtilmiştir.

2008 yılında Kraliçe II. Elizabeth’in 36 yıl sonra yaptığı Türkiye ziyaretinde Kraliçe, Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında eşsiz bir köprü haline geldiğini söyleyerek iki ülke arasındaki bu bağın ülkelerin insanlarına da fayda sağladığını dile getirmiştir.[4]

Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 2011 yılında gerçekleştirilen devlet ziyaretinde Cumhurbaşkanı “Türkiye-İngiltere ilişkilerinde altın çağı yaşıyoruz” demiştir.[5] Ayrıca bu ziyaret 1988’de Kenan Evren’in ziyaretinden sonraki ilk devlet ziyareti olmasıyla da önem arz etmiştir.

2011 yılında ilki gerçekleştirilen ve sürdürülen Türk- İngiliz Tatlıdil Forumu, iki ülke arasındaki sivil diyaloğu güçlendirmek ve kurumsallaştırmak amacıyla oluşturulmuştur.

23 Şubat 2015’te gerçekleştirilen Türkiye- İngiltere İş Forumu’nda iki ülke arasındaki ilişkinin eşsiz olduğu ve yaklaşık 2500 İngiliz asıllı şirketin Türkiye’de varlığını sürdürerek yatırım yapmasının önemli bir başarı olduğu belirtilmiştir.[6]

Yine söz konusu forumda 2014 Türkiye-İngiltere Dış Ticaret rakamları uyarınca Türkiye’den İngiltere’ye yapılan ihracat 10 milyar dolar iken, Türkiye’nin İngiltere’den yaptığı ithalat 6 milyar dolar olarak ifade edilmiştir.[7]

[1] www.worldometers.info/world-population/uk-population/

[2] Eroğul Cem, Çağdaş Devlet Düzenleri, Ankara:Kırlangıç Yayınevi, 2012, s.2.

[3] Eroğul Cem, A.g.e. , s.28.

[4] Kraliçe II.Elizabeth Türkiye’ye Geldi, www.cnnturk.com/2008/turkiye/05/13/kralice.ii.elizabeth.turkiyeye.geldi/458325.0/ , E.T:25.02.2016

[5] Türkiye-İngiltere İlişkilerinde Altın Çağ, www.bbc.com/turkce/haberler/2011/11/111123_gul_wednesday.shtml ,E.T: 25.02.2016

[6] Türkiye-İngiltere Ekonomik İlişkileri İvme Kazanıyor, www.und.org.tr/16629/turkiye-ingiltere-ekonomik-iliskileri-ivme-kazaniyor , E.T: 25.02.2016

[7] Türkiye-İngiltere Ekonomik İlişkileri İvme Kazanıyor, www.und.org.tr/16629/turkiye-ingiltere-ekonomik-iliskileri-ivme-kazaniyor , E.T: 25.02.2016

İngiltere'de Önemli Bazı Bağlantılar